Şanlıurfa Gezilecek Yerler

Hikayesi pek çoklarınca bilinen Balıklıgöl, efsanesinin cazibesine karşı koyamayan turistlerin uğrak noktası. Balıklıgöl hikayesine göre Hz. İbrahim, Nemrut tarafından yakılmak istenince bugün Balıklıgöl'ün bulunduğu noktada büyük bir ateş yakılmış ve Hz. İbrahim içine atılmış. Fakat, tam o sırada ateşler suya, odunlar da balıklara dönüşmüş ve ortaya Balıklıgöl çıkmıştır.

Balıklıgöl'de yer alan tek minareli Rizvaniye Camii, Osmanlı döneminde, 1716 yılında inşa edilmiş. Bizans döneminde yerinde St. Thomas Kilisesi'nin olduğu, fakat Osmanlı döneminde bu kilisenin yerine Rizvaniye Camii'nin inşa edildiği söylenir.

Şanlıurfa'nın ünlü göllerinden birisi de Aynzeliha Gölü'dür. Balıklıgöl'ün hemen yanında bulunan Aynzeliha'nın hikayesi Balıklıgöl'ün hikayesi ile bağlantılıdır. Nemrut'un kızı olan Zeliha, Hz. İbrahim'e inandığından ve aynı zamanda aşık olduğundan Hz. İbrahim'in arkasından kendisini ateşe atar. Zeliha'nın ateşe atladığı yerde de Aynzeliha Gölü meydana gelir.

Halil-Ür Rahman Camii olarak da bilinen Döşeme Camii, Balıklıgöl'ün oldukça yakının yer alan başka bir camiidir. Külliye olarak tasarlanan Döşeme Camii'nin içinde medrese ve mezarlık, aynı zamanda Balıklıgöl'ün yer alması planlanmıştır. 1211 yılında Eyyubiler tarafından yapılan Döşeme Camii ve külliyes

İçerisinde Hz. Eyyüp'ün cüzzama yakalandığında eşi ile beraber kaldığı çile mağarasını, hastalığının çaresini bulduğu su kuyusunu ve peygamberin kendisine dayandığı sabır taşı yer almaktadır. Eyyüp Nebi Mahallesi'nde bulunan makam, tarihi ve dini açıdan büyük öneme sahip olduğundan her yıl binlerce kişi tarafından ziyaret edilir.

Hz. İbrahim'in bugün Mevlid-i Halil Camii'nin bulunduğu noktada, camii avlusunun güneyinde bulunan mağarada doğduğu rivayet edilmektedir. Hikayeye göre Nemrut, gördüğü rüya üzerine rüya tabiri yaptırır ve müneccimler Nemrut'a, o yıl doğacak bir erkek çocuğu tarafından yenileceğini söyler. Bunun üzerine Nemrut o yıl doğacak bütün erkek çocukların öldürülmesini emreder.

Fakat, Nemrut sarayının putçusunun eşi bu mağaraya saklanarak Hz. İbrahim'i doğurur. Hz. İbrahim'in 7 yaşına kadar burada kaldığı ve mağaradan çıkan suyun şifalı olduğu söylenir.

Örencik'te yer alan Göbeklitepe, tüm insanlık tarihini baştan yazdırabilecek kadar önemli bir noktadır. Şehir merkezinden 22 kilometre dışarıda yer alan Göbeklitepe bir ibadet merkezi olarak kullanılmıştı. İnsanlık tarihinde yerleşik hayata geçildikten sonra inanç sistemlerinin geliştiği düşünülmekteydi. Fakat Göbeklitepe'nin inşası, insanlığın yerleşik yaşama geçmesinden önceye dayandığından bu görüş geçersiz hale gelmiş, tarihin yeniden yazılması gerekmiştir.

2015 yılında yenilenmiş haliyle açılan Arkeoloji Müzesi, eskiden Şanlıurfa Müzesi olarak anılmaktaydı. 1969 yılında açılan Şanlıurfa Müzesi'nin eserlerini ve koleksiyonlarını korumanın yanında yenilerinin eklendiği yeni arkeoloji müzesi, bugün Türkiye'nin en büyük müzesidir. Tam 73.800 arkeolojik ve etnografik eseri barındırmaktadır. Ayrıca içinde Göbeklitepe'nin bir modeli de bulunuyor. Müzeyi ziyaret etmek için Haleplibahçe'ye uğrayabilirsiniz.

Şanlıurfa Belediyesi tarafından altyapı çalışmaları yapılırken bulunan mozaikler, bölgede detaylı arkeolojik kazıların yapılmasına ve bölgenin mozaiklerle dolu olduğunun anlaşılmasına yol açmıştır. Bugün Arkeoloji Müzesi'nin yanında bulunan Haleplibahçe Mozaik Müzesi'nde ziyaretçileriyle buluşan tarihi mozaikler, yapımında kullanılan tekniklerle dünyanın en değerli mozaikleri arasındadır.

Tarihi bölge Harran'ın önemli noktalarından olan Kümbet Evler, milattan önce 6000 yılında inşa edilmiştir. Harran iklimine uygun olarak yapılan evler, yazları serin, kışları da sıcak tutacak şekilde düşünülmüş. Kümbet Evler, trullo planıyla, yani çatısı konik olacak şekilde, kuru taştan inşa edilmiştir.

Şanlıurfa tarihinin önemli yerlerinden olan Tarihi Harran Üniversitesi, Müslümanlara ait ilk üniversitedir. Tam olarak inşa edildiği tarih bilinmese de milattan önce 7. yüzyılda, İskenderiye Okulu'nun dağılması ile Harran'a gelen öğretmenler tarafından tarihi üniversitede ders verildiği biliniyor. Daha sonra Halife Harun Reşid hükümdarlığında faaliyetlerini hızlandıran okul, 1271 yılında Moğollarca işgal edilmiştir. Bugün üniversitenin yerinde az sayıda kalıntı bulunmaktadır.

Roma döneminden kalma bir ibadet merkezi olan Soğmalar Antik Kenti, Harran'a 53 kilometre uzaklıktadır. Tarihi milattan sonra 2. yüzyıla giden antik kent, Tektek Dağları'nda, ay ve güneş tanrılarına tapınmak amacıyla kullanılmıştır. Ay tanrısı Sin'e Pognon Mağarası'nda tapınıldığı bilinmektedir. Antik kent içinde ayrıca Kutsal Tepe, Anıt Mezar ve çok sayıda kaya mezarlar ile iç kale yer almaktadır.

Şuayb Antik Kenti, Harran'dan 45 kilometre uzaklıkta yer amaktadır. Roma döneminde inşa edilen kent, dönem mimarisin yansıtan evler ve yapıların yanında pek çok kaya mezarına da ev sahipliği yapıyor. İsmini Şuayb peygamberden alan kentin içinde Şuayb peygamberin makamı olarak kabul gören bir mağara da bulunuyor.

Doğal yollarla oluşmayan Bazda Mağaraları, aslında bölgenin taş ihtiyacını yüzyıllar boyunca karşılamış olan taş ocakları. Harran ve Şuayb Antik Kenti'ndeki yapıların taş ihtiyacını karşılayan Bazda, bugün ziyaretçilerine kapılarını açıyor.

Güneydoğu Anadolu Projesi kapsamında inşa edilen Atatürk Barajı, bir kısmı Şanlıurfa'da, bir kısmıysa Adıyaman'da yer alan bir baraj. Şanlıurfa'da bulunan kısmında ayrıca bir seyir terası yapılmıştır. Burada baraja karşı çayınızı yudumlayabilirsiniz.